7 Mart 2011 Pazartesi

41. Vagon'un Esrarı

Yaklaşık bir buçuk aylık kesintinin ardından Erkek Adam Okur’un geleneksel buluşması için yine Kadıköy Starbucks’taydık. Bahadır’la, Norveç’e yapacağı iş seyahati hakkında yaptığımız sohbetin sonuna Cem de yetişti. Kahvelerimizi içip Cem’in pastasını tırtıklarken Engin Geçtan’ın Tren adlı romanını tartışmaya koyulduk. Bilinmeyene doğru giden bir trendeki yolcuların hikayelerinin anlatıldığı; kuantum fiziği, kaos ve tasavvuf olgularına sık sık göndermelerin yapıldığı romanla ilgili ortak kanı, kitabın kimseyi tam anlamıyla tatmin edememiş olması. Hepimiz sırayla gerekçelerimizi sunduk. Engin Geçtan gibi değerli bir tıp adamı ve yazarı eleştirmek haddimize düşmez ama naçizane fikirlerimizi beyan ettik. Yazar, Ümran Kartal ile Radikal Kitap eki için yaptığı söyleşide aynen şöyle diyor: “David Lynch'in 'Mullholand Çıkmazı' filminden çıktım. Eve yürüyorum. Filmde ne olup bittiğini tam anlamadım. Ama ilişki kurmak için bir şeyi anlamak gerektiğini düşünmüyorum. Çok yoğun bir ilişki yaşadım ve David Lynch böyle hoş uçarsa bunu ben de denemeliyim dedim ve kendimi tamamen bırakıp bir şeyler yazmak istedim...” Bu kitabı tanımlamak için daha fazla söze gerek olmadığı kanaatindeyim.

2 Mart 2011 Çarşamba

Baba ve Piç

Mart ayının kitabı Baba ve Piç, Elif Şafak'ın 2006 yılının Mart ayında Metis Yayınları tarafından ilk basımı gerçekleşmiş romanıdır. İstanbul-Amerika arasında, biri Türk diğeri Ermeni asıllı iki aile üzerinden Türk-Ermeni ilişkilerini 90 yıllık bir zaman dilimi içerisinde inceleyen bir romandır. Eserde Türk-Ermeni ilişkilerine her iki cepheden bakılmış, Amerika'daki Ermeni diasporası ile Türkiyede'ki Türklerin birbirlerine bakış açıları Kazan ve Çakmaçıyan aileleri arasındaki tesadüfi ilişkilerle anlatılmıştır. Ayrıca eserde Türk-Ermeni sosyal yaşamı irdelenmiş, Türk ve Ermeni toplumları arasında varolan ortak his ve düşüncelerden de bahsedilmiştir.