21 Eylül 2010 Salı

GİZLİ EMİR

İzninizle bu yazıda bol bol ukalalık yapacağım. Anlatım sanatlarında iki yöntem vardır. Anlatmak ve Sahnelemek. Bir roman ya da öyküde sahnelemek ne kadar çoksa o kadar iyidir. Anlatmaktan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Örneğin Melih sinirli bir insandı deyip bir karakteri tanımlayabilirsiniz ya da bir sahnede Melih'i birilerine sinirlenmiş bağırıp çağırırken gösterip okuyucunun onun sinirli bir insan olduğunu anlamasını sağlayabilirsiniz. Diğer türlü yaptığınızda didaktik olursunuz. Anlatım sanatlarında bir diğer kural;roman ve öykü yazmanın amacı karakter yaratmaktır. Kendi fikir ve görüşlerinizi kukla karakterleriniz yardımıyla anlatmak değil. Kuşkusuz edebiyatımızın gelişmesine Türk Yazın dünyasına önemli katkıları olmuş olan Anday önemli bir sanatçı ancak bu iki temel kuraldan bihaber ya da takmıyor.
İş Bankası yayınlarından çıkan versiyonda Syf 188 de "O günlerde Aktör Bilal, Percy Bysshe Shelley'in aşk üstüne bir denemesini okumuştu". diye başlayıp giden paragraf yazarın bu anlayışının doruğa çıktığı numunelik bir an. 1960 ihtilalinden birkaç yıl sonra yazılan roman ihtilalin baskıcı izlerinden fevkalade etkilenmiş görünüyor. 1984 George Orwell romanına bir türk yazardan gönderilen bir selam adeta. Bu anlamda Anday'ın değer katan anlayışını takdir etmemek mümkün değil.Pek tabii ki de kullanılan dil de bir şairi utandırmayacak nitelikte. Zaten benim itirazlarımda büyük ölçüde kurguya.
 Çok takıldığım noktalardan biri de karakterlerden her seferinde meslekleri zikredilerek bahsedilmesi. Heykeltraş Nizam, Mühendis Fasih. Yazar neden "Fasih mühendisti, bir gazetede çalşıyordu" diye girip romanın devamında kahramanın sadece ismini belirtip, okurun bu gibi ayrıntıları aklında tutmasını beklemez. Belki de yaratılan karakterlerin güdük kalmış olmasını kapatmanın kaba bir yoludur bu. Heykeltraş Nizam, başyazar bilmemkim gibi karakterlerin yarım kalmış olmasını anlarım da Kutlu gibi romanın ortasında kent içinde imgesel yolculuklara çıkan bir karakterin olmamış olmasını kabullenemiyorum.
özetle bir döneme ışık tutması bakımından önemli ama edebi açıdan çok yol alması gereken bir eser var karşımızda. M. Cevdet Anday'ı bir şair olarak okumayı sürdüreceğim ama bir romancı olarak ikinci bir şans vereceğimi sanmıyorum...Yine de dönem hakkında bir fikir edinme şansı bulduk Erdem'e teşekkür ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder