21 Eylül 2010 Salı

KARANLIĞIN YÜREĞİ


Kurtz kimdi? Kurtz neydi? Kurtz neyi temsil ediyordu?Nişanlısı için kişisel narsizminin objesini, yerliler için kutsalı, şirket çalışanlarınca efsanevi iş başarısını, gücü. Kurtz herkesin gerçekleşmemiş hayaliydi belki de…Geçtiğimiz yıl İKSV Film Festivali kapsamında gösterilen, “Apocalypse Now” filmine esin kaynağı olan roman, modernist edebiyatın yapı taşlarından sayılıyor. Roman Joseph Conrad’ın en önemli eseri belki de.

Ben romancının , dili iyi kullanan, hayat deneyimi fazla, ve maceracı olanını severim…Joseph Conrad böyle bir yazar işte. Tüm ilkgençliğini yazar olma hevesiyle geçirmiş, kaderin cilvesiyle hayatının önemli bir kısmını gemilerde çalışarak geçirmiş maceracı ve aksiyon adamı bir edebiyatçı. Özetle Conrad, ne ayaklarına yün çoraplarını geçirmiş soğuk kış gecelerinde altını çize çize kitap okuyan gözlüklü, içe dönük bir entelektüel, ne de türlü türlü maceradan sonra ellisine varınca anılarını yazmaya karar veren, edebiyatla, entelektüellikle ilgisiz bir macera adamı.

Belki de onu böylesine benzersiz kılan da bu heryerden almışlığı. Kitap da zaten Kongo ya yaptığı yolculuklarda yaşadıklarından yola çıkarak anlatılmış lirik bir efsane.
 Kıvrıla kıvrıla akan nehirde yapılan yolculuk tüm karakterlerin kendi iç yolculuklarını da betimlendiği bir imge yolculuk aslında. Son raundda Kurtz a ulaşıldığında farkedilense karakterlerin kendi zavallılığı belki de…
Bana göre kitabı okurken esas ilginç olan şey filmle kurulan koşutluklar. Haa evet bu da işte şu gazeteciyle konuştuğu sahne. Hah işte bu da üzerlerine ok yağdırılan sahne diye yakaladıkça daha içine giriyorsunuz romanın. Okurken filmin ne esaslı bir dramaturjiyle kotarıldığının farkına varıyorsunuz. Kitabı okumuş olanlara Marlon Brando’lu Charlie Sheen’li filmi de mutlaka seyretmelerini salık veriyorum. Özellikle benim favori sahnem, Marlon Brando’nun dehşetin gücünden bahsettiği kısım “…a diamond bullet right through my forehead…” youtube da acting lessons etiketiyle yeralıyor….))) Son derece yerinde bir niteleme.
Karanlığın yüreği uzun önsözde de bahsedildiği gibi okurdan dikkat isteyen bir roman. Birçok defa okuduğum sayfanın bir kaç sayfa öncesine dönerek tekrar okuma gereği duydum. Yine kendimi tutamayarak filmden bahsedeceğim. Filmde, romanda bambaşka şekilde yeralan bir sahne var. Martin Sheen in çamura bulanarak Marlon Brando’yu öldürmeye gittiği ve öldürdükten sonra tüm bedeni çamura bulanmış haliyle kabilenin önüne çıkıp, kimsenin ona dokunamadan ordan ayrıldığı sahne…Tüm bunlar filmin ne etkin bir dramaturjiyle çekildiğini gösteriyor. Senaristler adeta etkileyicilik ve şiirsellikte yazarla yarışıyorlar.
Kitap öyle kolay okunan bir kitap değil.174 sayfa boyunca tırnak işaretinin kılavuzluğunda Marlow un dilinden zaman zaman da örneğin Marlow un başkalarının ağzından anlattığı bölümler halinde okuyoruz romanı. Bu bağlamda şu faydalı teknik bilgiyi vermeyi de gerekli görüyorum kitabı alıp okuyacaklar için. Tırnak işaretiyle (“) başlayıp biten ifadeler yazarın başka birinden alıntıladığı ifadelerdir ancak böyle ifadelerde paragraf yapmak gerektiğinde paragraf sonunda nokta konur, bir sonraki paragrafın başına yeniden tırnak işareti konarak başka birinin ağzından anlatılmaya devam ettiği belirtilmiş olur. Çift tırnak içinde tek tırnak (‘) işaretiyle anlatılan cümleler ise yabancı anlatıcının bir başkasının ifadesini alıntıladığı ifadelerdir yani alıntı içinde alıntılardır.
Conrad’ın Narcissun Zencisi adlı kitabı ise Tüyapta satınaldığım, kütüphanemde okunmayı bekleyen kitaplardan bir tanesi.Bu kitabın önsözü amerikalı kısa öykü yazarı Andre Dubus’e göre betimleme yapmak isteyen herkesin okuması gereken bir metin. Birçoklarına göre de bu önsöz modernist edebiyatın manifestosu sayılıyor…Bitirir bitirmez bu kitapla ilgili izlenimlerimi yazacağım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder